Çocuğuma Ölüm Kavramını Nasıl Anlatabilirim?
Ölüm; insanoğlunun hayatında kabullenmesi zor bir olgu olmakla beraber erken çocukluk döneminde ise yetişkinler tarafından çocuğa anlatılması zor bir yaşamsal döngüdür.
Her insan yeryüzüne hızlı bir başlangıç yapar. İnsanoğlu; doğar, büyür yaşar ve yaşamı sonlanır.
Çok kısa bir süre önce çok sevdiğim, canım dediğim bir yakınımı kaybettim…
Dünya başıma yakılmış gibi hissettim…
Yemek yemiyor, uyuyamıyordum. Kısa süre içerisinde hızlı bir kilo veriş ve yorgun gözlerle dünyaya bakmaya başladım.
Hayat benim içinde bitmiş gibiydi sadece yaşamsal fonksiyonlarım devam ediyordu.
Daha sonra küçük çocukları düşünmeden edemedim.
Kaybettiğim yakınlarım da böyle tatlı küçük çocukluk geçirmişler miydi? Nasıl bir çocukluk yaşamışlardı?
Sonra döndüm ve sordum kendime; ‘’Çocuklara ölümü nasıl anlatırdın?‘’
Şüphesiz biz yetişkinler için bile kabullenmesi çok zor olan bu süreç özellikle erken çocukluk dönemi içerisinde çok zor.
Belki her gün vakit geçirdikleri, sevgileriyle kalplerini sihirli bir kapsül gibi içlerine çektikleri birini birden kaybetmek ne korkunç bir çaresizlik…
Öncelikle durumu anlatacak kişi olarak bu yaşamsal döngüyü siz kabullenmelisiniz.
Bu haberi mutlaka çocuğun daha önce hiç gitmediği ve uzun süre de bulunmayacağı bir ortamda vermelisiniz.
Sürekli bulunduğu bir ortam içerisinde verilen bu üzücü haber travmayı hatırlatacaktır.
Süreç içerisinde bulunduğu ortam kadar kullanılacak kelimelerde oldukça önem arz etmektedir. Örneğin; ‘’vefat etti“ gibi metafor kelime kalıpları soyut dönem öncesi (11 yaş ve alt dönemi) için anlamlandırması oldukça zor kelime kalıplarıdır.
Bu yüzden bu zor süreç için dolaylı yollar yerine en düz ve doğrudan anlatım modelleri ve kelime kalıpları kullanılmalıdır.
‘’ ….. artık öldü, bizimle yaşamayacak ‘’ gibi doğrudan anlatım tarzı süreci zorlaştırmayacaktır.
Bir diğer önemli konu ise çocuğun yaş ve gelişim seviyesidir. Çocuğun yaş ve gösterdiği gelişim seviyesine göre ölüm kavramını daha detaylı anlatabilirsiniz.
Bu zor ve yıpratıcı süreci daha anlaşılabilir kılmak adına somut örneklerden yararlanabilirsiniz.
Bu süreçte oluşum örnekleri ve değişim hikâyeleri gibi somut örnekler anlatabilirsiniz.
Buna en iyi örnek; kelebeğin oluşum hikayesi olacaktır.
Yaşam kelebeğin oluşumu gibi, çılgın akan nehirler gibi… Ne kadar hızlı…
Koca bir dağın arkasında doğan turuncu bir güneş gibi sıcacık… Bir o kadar da uzakken yine de içimizi ısıtıyorken, sonunda güneşin batacağını biliyorken yine de göğsümüzü sonuna kadar açıp enerjisini içimize çektiğimiz bir hız döngüsü..
Bu döngüyü çocuğumuza anlatırken onun duygu durum ve hazır bulunuşluk seviyesini göz ardı etmemek gerekiyor..
Peki çocuğumuza ölümü anlatırken ne gibi cümleler kurabiliriz?
“ Bazı insanlar yaşlandıklarında, bazı insanlar çok hastalandıklarında, bazı insanlar ise zamansız bir şekilde aramızdan ayrılabilirler…
Her gün güneş doğar ve batar. Ölen insanlar artık yemek yemezler, uyuyamazlar, bizi duyamazlar, bizi göremezler ve hissedemezler. “ şeklinde açıklanabilir.
‘’ Anne ama ben dedem gibi ölmek istemiyorum! ‘’
‘’ Anne sen de dedem gibi beni bırakacak mısın? ‘’
‘’ Ama anne ben dedem gibi ölmek istemiyorum! ‘’ cümlesi içerisindeki o haklı kaygıyı,
‘’ Anne sen de dedem gibi beni bırakacak mısın? ‘’ cümlesindeki yoğun ayrılık kaygısını hissedebiliyor musunuz?
Bu ve buna benzer cümleler ile çocuğumuz bize geldiğinde ilk akla gelen ‘’ herkes ölür ‘’ demek yerine.
‘’ Seni çok iyi anlıyorum. Ben de senin gibi düşünüyorum, senden ayrılmak ben de istemiyorum.
Birlikte geçireceğimiz çok güzel günlerimiz var. Daha tatile gideceğiz, beraber denize gireceğiz, parklarda oynayacağız, çok mutlu olacağımız günlerimiz var ve bugünler içerisinde hep birlikte olacağız.’’ gibi gelecek kaygısını beslemeye yönelik değil aksine anı ve bugünü yaşamaya yönelik cümleler ile çocuğunuzu rahatlatabilirsiniz.
Dini inancınız ne olursa olsun çocuklarınıza cennet ve cehennem kavramı gibi soyut gelebilecek herhangi bir kavramı anlatmamalısınız. Özellikle erken çocukluk döneminde;’’ Deden şu an derin bir uykuda çok mutlu.. ‘’ gibi gerçeği yansıtmayan tanımlar çocuklarda patolojik uyku problemleri yaratabilir. Süreç içerisinde kelimelerimizi düzgün seçmeniz için mutlaka bir uzmana danışmalısınız.
Unutulmamalıdır ki; ‘’ travma sonrası rutini korumak önemlidir…’’
Çocuğu rutin hayatına geri döndürmelisiniz.
Her kaybediş sonsuz bir özlemdir…
Siz ve çocuğunuz için bu süreçte sevdiğiniz kişiyle vedalaşmalısınız.
Çocuğunuz okul dönemi çocuğu ise projektif yöntemlerden biri olan mektuptan faydalanabilir ve beraber mektup yazabilirsiniz yine aynı şekilde çocuğunuz okul öncesi dönemdeyse beraber veda resmi çizebilirsiniz.
Sevgiler.
Yazar: Merve Yavuz, Çocuk Gelişimci
Instagram: @cg.merveyavuz