Çocuk ve Yaratıcılık- Yaratıcı Drama

Yaratıcı Drama

Yaratıcı drama ve çocuk oyunlarından ve benzer etkinliklerden yola çıkarak; gözlem yapma,doğaçlama,rol oynama,dramatizasyon gibi tiyatro tekniklerinden yararlanarak çeşitli yaşam durumlarından bilgilenme ve öğrenmeye geçme çalışmalarıdır.

Yaratıcı drama bireyler arası dolaysız,doğrudan etkileşimdir. Düşünce,duygu,hareket,konuşma ve jestlerle insan yaşamına ilişkin durumlar oluşturmadır. Bir başka deyişle; içsel etkileşme ve özdeşleşme ile doğa ve toplum olaylarını düşsel bir ortam içinde canlandırmasıdır.

Çocuk ve Yaratıcılık

Günümüzde ‘’YARATICILIK’’ sözcüğü gerek çocuklar,gerekse yetişkinler açısından büyük bir önem taşımaktadır. Hızlı ve sürekli bir değişim,yeni ürünler yaratmayı,dolayısıyla yaratıcı kişiler geliştirmeyi adeta zorunlu hale getirmektedir. Yaratıcı bir eğitimle yetişen çocuk ve genç, yeniliklere açık , zihinsel yönden sağlıklı, hoşgörülü, sosyal hayata uyumlu , pek çok alanlarda beceri kazanıp, özgün üretici ve bunun gibi daha pek çok şey sayabileceğiniz özelliklere sahip kişilik geliştirmektedir.

Çocukta yaratıcılığın gelişimine okul öncesi dönemde başlanmaktadır. Çocuğun bütün geleceğini etkileyen bu dönemde verilen eğitimin sorumluluğunu toplum içindeki her ferdin yüklenmesi,eğitim programlarını çocuğun temel gelişimlerini göz önünde bulundurarak en etkin ve yaygın bir biçimde düzenlenmesi çocukların ve toplumların geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.

Hemen hemen her çocuğun yaratıcı olma yeteneği vardır. Farklı olan,yaratıcılığın sürekliliği,derecesi ve ortaya konabilmesidir. Burada önemli olan çocuğun yaratıcılığını geliştirerek ortamı yetişkinlerin hazırlayabilmesidir.

Yaratıcı ortam ise ; katı kuralların ve katı otoritenin olmadığı bir öğrenme ortamıdır. Yani özgür,serbest bir çevre yaratıcı gücün gelişmesinde önemli bir etkendir.

Yaratıcılık yeteneği çocukta doğuştan var olmasına ve gelişmeye hazır olmasına rağmen ev veya okul ortamında çocuğu yaratıcılığını engelleyen bir çevre oluşması bu yeteneğin engellenmesine ve bastırılmasına neden olmaktadır.

Ana-baba ve eğitimcilerin çocukların oyunlarına boşa zaman öldürme; hayal kurmalarına sakıncalı bir durum gözüyle bakıyorsa,pahalı oyuncaklar alıp onları kırılmadan bozulmadan bir köşeye güzel güzel oynanacak oyunlar olarak düşünüyorlarsa bilinçsizce çocukların yaratıcı yeteneklerini engellemiş olmaktadır.

Kalabalık sınıflar ezberciliğe dayanan bir eğitim sistemi , katı kuralcı otoriter bir disiplin anlayışı başarının üzerinde aşırı derecede durulması,alaycı tutum, bazı kültürel yaptırımlar ve değer yargıları da yaratıcılığın gelişimini engelleyen sosyal etkenlerdir.

Çocuklar yaratıcı güçlerini oyunla ortaya koymaktadır. Oyun, insanın yaşamının her döneminde rastlanan ve değişik amaçlarla yapılan etkinliktir. Okul öncesinde hazırlanacak ve sunulacak iyi bir oyun ortamında çocuklar tek başlarına veya gruplar halinde kendi koydukları kurallarla serbest bir şekilde oynarlarsa yaratıcı güçlerini harekete geçiriyor demektir . Oyunun yanı sıra özgürce resim yapma , hamur , çamur, kil,kum çalışmaları,öykü yaratma,dramatizasyon çalışmaları da çocukların yaratıcılık yeteneklerini destekleyici çalışmalardır.

 

 

Yazar: Seniye Özcan, Yaratıcı Drama Eğitmeni

Instagram: @seniyeozcnn

Ayrıca ‘Anne Canım Çok Sıkılıyor!’ başlıklı yazımızı okumak için buraya tıklayın.

‘Çocuklara Kitap Okuma Alışkanlığı Kazandırmak’ başlıklı yazımız için ise buraya tıklayın.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir