Çocuğunuz Neden Yalan Söylüyor?
Daha refleksif dönemlerinden başlayarak etrafını gözlemleyen ve çabucak öğrenmeye başlayan çocuk, etrafında yapılanları ve söylenenleri beynine kaydetmeye başlar. Henüz söylenenlerin veya yapılan davranışların doğru olup olmadığını ayırt edecek idrakta değillerdir. Çocuklar hangi yaşta olurlarsa olsunlar ailelerindeki ve sevdikleri insanları kendilerine rol model olarak alırlar. Dolayısıyla çocuğum yalan söylüyor, olanları bize eksik anlatıyor gibi şikayetleri olan ebeveynlerin hem aile içerisinde hem de sosyal yaşamlarında biraz da kendi davranışları için endişelenmeleri gerekir.
Çocuklarda yalan söyleme durumlarında, aileler öncelikle evlatlarının çevresinde olabildiğince açık ve dürüst davranmaya çalışmalıdırlar. Daha sonra çocuklarının neden, hangi zamanlarda ve kimlere yalan söylediğini veya hangi konuları anlatmaktan kaçındıklarını gözlemlemelidirler.
Peki, çocuklar neden yalan söyler?
Öncelikle çocuğunuzun söylediğinin yalan olup olmaması için, onun yaşını ve gelişim düzeyini göz önünde bulundurmanız gerektir. Henüz 2- 4 yaşında olan bir çocuk yalan söylediğinin farkında olmadan mevcut olmayan durumlardan veya dileklerinden bahsediyor olabilir. Bu, onun yaşının gereği olan hayal gücüyle bağlantılıdır. Çocuğun hayal dünyasında ve kendi algı seviyesinde algıladığı, aslında gerçek olmayan olayları size anlatma ihtimali 6- 7 yaşına kadar muhtemeldir. Bunu, yalan söyleme olarak algılamadan, çocuğun iç dünyasını size açması olarak almanız daha doğru olacaktır. Örneğin bahçede gördüğü çiçeklerin başını sallayarak ona bir şeyler anlattığını söylemesi, yoldan geçen uzun boylu bir adam için, penceresinin önünden geçen bir dev gördüğünü söylemesi gibi.
Çocukların yalan ve doğru arasındaki farkı ayırt edebileceği dönemlerden bahsedeceksek eğer;
Bazı çocuklar ailesinin veya çevresinin içinde dikkat çekmeye çalıştığı için yalan söylerler. Örneğin annesi ve babası onunla yeterince ilgilenmeyen bir çocuk onların ilgilerini elde etmek için çok hasta olduğunu söyleyebilir. Olumsuz durumların dışında, aslında olmayan pozitif durumlar hakkında yalan söyledikleri de görülebilir. Mesela okulda aslında öğretmeninin ona hiçbir şey söylememesine rağmen, bugün öğretmenim bana sen çok başarılısın, seni seviyorum aferin dedi, gibi.
Aynı olumlu tavırda yalan söyleme davranışını çocuk, arkadaşları arasında öne çıkmak, ilgi çekmek istediği zaman da yapabilir. Babam bana yeni bir paten ve akülü araba almış, gibi aslında olmayan ama çocuğun içinden geçen, onu daha güçlü gösterecek davranışlar da bu konuda örnek gösterilebilir.
Bazı çocuklar anne- babasını paylaşmak istemez, yalan söyleyerek kardeşleri arasında sivrilme eğiliminde olabilir. Bu da çocuğun kardeşleri arasında durduk yere huzursuzluklar çıkarmasıyla ve aslı olmayan durumlar hakkında ebeveynlerine şikayette bulunmasıyla kendini gösterir. Örneğin ablam benim defterimi yırttı, ben ödev yapacaktım yapamadım, elimden oyuncağımı aldı bana da vurdu, gibi. Bu durumda çocuk esasında kardeşini kötüleyerek ebeveynlerinin sevgisini kazanmaya çalışıyordur.
Aşırı dominant kişilikler içeren ailelerde çocuklar, ebeveynlerin baskıcı tavırları dolayısıyla çekingen, korkak veya olmaması gereken zamanlarda bile suçluluk duygusu hisseden bireyler haline gelebilirler. Bu da onları istemeseler bile yalan söylemeye iter. Yaptıklarının yanlış olabileceğinden ve aileden ters tepkiler alabileceğinden korkan çocuklar aslında yaptıklarına nazaran daha iyi olan davranışları anlatma eğiliminde olabilirler. Yanlış bir şey yaptıklarının farkında oldukları durumlarda ise ona bağırılmasından, cezalandırılmasından korkarak yalan söylerler.
Aynı zamanda kardeşler arasında veya topluluk içerisinde aşağılanan çocuklar, kendilerini daha iyi göstermek istedikleri için yalan söyleme çabasına girerler. Ailelerin, çocuklarının arasında bazen yaşça bazen de olgunluk açısından daha küçük olan çocuğa tolerans gösterdiği olur. Diğer taraftan kardeşler arasında yarış ilan edilmesi veya karşılaştırma yapılması da çocuğun kendisini eksik hissetmesine sebep olabilir. Bu da diğer çocuğun kendini yalnız ve aşağılanmış hissetmesine yol açar.
Eğer dürüst çocuklar yetiştirmek istiyorsanız,
Öncelikle kendiniz evlatlarınıza doğru rol modeller olmalısınız. Telefonda arkadaşınıza söylediğiniz en küçük bir bahaneyi bile duyan çocuk yalan söylemenin haklı bir davranış olduğunu düşünür ve kendisinin de yalan söylemesinde bir sakınca görmez.
Çocuğunuzun genellikle kimlere yalan söylediğini ve hangi durumlarda yalana başvurduğunu gözlemlemeye çalışın ve nedenini anlamaya çalışın. Sadece yalanını yakalamak ve çocuğu suçlamak için ajanlık yapmak, verimli ve olumlu dönütü olan bir davranış değildir.
Çocuğunuzu sürekli karşınıza oturtup ona öğütler vermekten kaçının, daha çok onu sohbete teşvik ederek konuşturmaya ve tanımaya çalışın ki aklından geçenleri daha iyi kavrayabilesiniz. Çocuk zaten öğüt isteyeceği durumlarda gelip kendiliğinden size sorular soracaktır. Böylece sizin tutumunuz baskıcı olmaktan çıkar ve çocuğunuz da ihtiyacı olan ilgi ve sevgiyi almış olur.
Evladınızın yalanını yakaladığınız durumlarda bunu hemen onun yüzüne vurup onu utandırmak yerine insanlara güvenmenin ne kadar önemli olduğunu, güvenilen ve doğru insan olmanın öneminden bahsedin. Ancak çocuk bu durumda yalanını yakaladığınızı da anlamalıdır. Yoksa çocukta, ben nasıl olsa yalan söyleyebiliyorum ve bana kimse tepki göstermiyor çünkü anlamıyorlar, algısı oluşabilir.
Çocuklarınızın arasında sürekli bir yarış ortamı ve kıyas yapmayın. Her çocuğun gelişimsel özelliklerinin ve yeteneklerinin farklı, özgün olduğunu unutmayın.
Çocuğunuzun istediği şekillerde ve yaşına uygun şekilde kendisini ifade etmesine yardımcı olun. Ona hikaye anlattırabilir, sohbet edebilir, resim yaptırabilirsiniz. Böylece çocuk yalana ve saklamaya gerek duymadan sıkıntılarını bir şekilde açığa vurabilecektir.
Anne ve baba kendi arasında ve bireysel olarak tutarlı olmazsa çocukta disiplin ve dürüstlük olguları oluşmaz. Örneğin, bugün baban dondurma yemeni yasakladı, benimle dondurma yediğini babana sakın söylemeyelim anneciğim, şeklinde bir tutum anne-baba arasındaki tutarsızlığı sergiler, ayrıca çocuğu ortaklaşa yalan söylemeye iter.
Çocuklarınızı her davranışları sonunda ödüllendirmeye alıştırmayın. Ödül alamayacakları durumlarda buna alışmış olan çocuklar abartıya kaçarak ödül hak etmeye odaklanırlar. Bunun yanında çocuklarınızın yetenek ve isteklerini göz ardı edip onlarda salt istek ve yönlendirme yapmayın. Eğer çocuk başarısız olursa karşılığında ailesinden göreceği tepkiyi bir tehdit olarak algılar ve yalan söylemek zorunda hisseder.
Eğer önceden karşılaştığınız benzer durumlarda çocuk artık yalan söylemiyorsa çocuğun davranışını övün ve takdir edin ki olumlu davranışları pekişsin.
Çocuklarınıza her zaman onlara güvendiğinizi ve sevdiğinizi anlatın. Etraftaki iyi örneklerden bahsedin ve pozitif bir model olmaya çalışın.
Çocuk yetiştirmek sabır, gözlem ve emek ister; sizlere kolaylıklar dilerim.
Sevgiler…
Yazar: Çocuk Gelişimci, Aile Danışmanı Tülin Göktürk
Ayrıca ‘İnatçı Çocukla İletişim’ başlıklı yazımızı okumak için buraya tıklayın.
‘İki Yaş Sendromu Diye Bir Şey Yok’ başlıklı yazımız içinse buraya tıklayın.