Çocuklarınızla Neden Oyun Oynamalısınız?
Yaşımız ne olursa olsun dışarıdan gözlemlediğimizde bizler de temelde sosyal yaşantımızda çocuklara benzer davranışları gösteriyoruz. İş yerimizde yaptığımız işlerin en iyisini yapıp öne çıkmaya çalışma, arkadaşlarımız arasında sıkıntılarımızı, güzel zamanlarımızı ve bildiklerimizi paylaşarak kendimizi ifade etme, özel yaşamımızda birisine ne kadar kızsak da bir şekilde konuşup anlaşma isteği, çocuklarla benzer davranışlarımız arasında kanımca.
Söylemeye çalıştığım şu ki, biz erişkinler yaşamımızda, bahsettiğim açılardan herhangi bir şekilde kendimizi ifade ediyoruz. Peki çocuklarınız kendilerini bizim gibi ifade ediyorlar mı? Ya da ifade edebiliyorlar mı? Kendilerinden, isteklerinden, kızgınlıklarından, hayallerinden, hatalarından, belki de yaşadıkları travmalardan bahsedebilmek için neler yapıyorlar?
Çocuklar, biz yetişkinlerin aksine, yeni bir arkadaş gördüklerinde ön yargılı ya da temkinli davranmayıp henüz isimlerini, yaşlarını sormadan hemen oyun oynamaya başlarlar. ‘Hadi sen araba tamircisi ol ben de arabamı sana tamire getireyim.’ ‘ Hadi burası bizim mutfağımız olsun sen çorba yapıyormuşsun bana, tamam mı?’
Oyun oynamak esasında çocuklar için kendilerini ifade etme biçimidir. Yani aslında oyun çocuklar için temel bir iletişim ve öğrenme aracıdır. Aynı zamanda gerçek yaşamın bir provasıdır.
Oyun oynamaya başlayan çocuklar arasında uyum başladığı zaman çocuk, günlük yaşantısında tecrübe ettiği olayları oyuna yansıtır ve aslında hayata alışma ve yeni şeyler öğrenme yetisini güçlendirir ayrıca bunu arkadaşına da yansıtabilir. Çocuk ne kadar sosyalleşirse sosyal zekası ve idrak gücü o kadar artacaktır. Çocuklar için oyun sanki gerçek yaşamın bir deneme sürümü gibidir. Asıl hayata atılmadan önce bir şablon içerisinde ona sunulan ya da karşısına çıkan olayları idrak eder, ileride bu olaylarla karşılaştığında ne yapması veya yapmaması gerektiğini bilir.
Çocuğun eğer aile hayatında sorunlar varsa ya da bireysel problemleri varsa (çekingenlik, sabırsızlık, endişeli olma gibi) bu konuları da mutlaka oyuna yansıtacak ve rahatlayacaktır. Oyun sayesinde çocuk toplum içerisinde kendisinin aslında bir birey olduğunun, toplumda yapılması veya yapılmaması gereken bazı davranışlar olduğunun, kurallara uyulması ve işbirliği yapılması gerektiğinin farkına varır.
Canı bir şeyi yapmak istemediğinde veya herhangi bir davranıştan hoşlanmadığında kendini ifade etmeyi, hayır demeyi, tercih yapabilmeyi öğrenir. Çünkü çocukların hayatı oyun olarak algılaması, oyunda zorlamanın olmadığını, özgür davranabileceklerini hatırlatır ve hissettiklerini açıklamalarını kolaylaştırır.
Bunların dışında çocuklar oyunların sağladıkları sosyal içerikler sayesinde kazanmayı, kaybetmeyi, saygıyı, tebrik etmeyi, kibar olmayı, temizlik alışkanlıklarını, yurt ve bayrak sevgisini, nelerin kötü davranışlar olduğunu öğrenirler.
Anne ve babalar genellikle çocuklarının oyun oynadığı saatleri miniklerin oyalandıkları, ebeveynlerinin de kafa dinledikleri, kendilerine vakit ayırabildikleri saatler olarak algılarlar. Yukarıda bahsettiğimiz, oyunun çocuklar için ne anlam ifade ettiğini ve ne işe yaradığını anne babaların ve tabii diğer aile fertlerinin önemsemeleri gerekir.
Dışarıdaki insanlardan ziyade aile fertlerinin arasında kendini daha rahat hisseden çocuk, kardeşleri veya anne babasıyla oyun oynarken fark etmeden onlarla duygusal bağını kuvvetlendirir, dinlenir, tek başına çizgi film seyrettiği pasif zamanlara göre çok daha fazla aktifleşir. Mutlu ve huzurlu bir ortamda, sevdikleriyle, bilişsel, sosyal ve duygusal zekalarını geliştirmeye katkıda bulunan oyunları oynayan çocukların hafızaları kuvvetlenir. Yaratıcılıkları artar ve karşılaştıkları bazı durumlarda ağlamak yerine problemlerini kendileri çözebilecek yetiye ulaşırlar.
Kendi küçük dünyalarında her şeyi oyun olarak algılayan ve öğrenmeye çok aç olan minik bireylerin sizinle oyun oynarken aslında ne demek istediklerine, ne yapmak istediklerine karşı duyarlı olmanız gerekir. Çünkü çocuklar aile içerisinde sevdiği bireyleri rol model olarak seçer ve yaptıklarını taklit etme eğilimindedir.
Oyuncak satın alırken çocuklarınızın yaşlarına, cinsiyetlerine ve yeteneklerine göre daha seçici olmalısınız. Motor becerileri geliştiren oyuncakları oynatmanın yanında bilişsel ve sosyal gelişimi etkileyen oyunlar / oyuncaklar da oynatmalısınız.
Eminim her anne- baba çocuklar için elinden gelenin fazlasını yapıyordur. Kolaylıklar ve bol oyunlar dilerim…
Sevgiler…
Yazar: Aile Danışmanı, Çocuk Gelişimci Tülin Göktürk
Bilgi&Randevu: ailedanismani.tulin@gmail.com , Tel: 05331618200
Ayrıca ‘3-4 Yaş Çocuğunuzla Evde Oynayabileceğiniz Oyunlar’ başlıklı yazımızı okumak için buraya tıklayın.
‘Çocuklarda İştahsızlık ve Yemek Yeme Bozukluğu’ başlıklı yazımız için ise buraya tıklayın.