Çocuklarda Huysuzluk Krizleri Nasıl Yönetilir?
Çocuklar gülüp eğlenmek, oyun oynamak, koşuşturmak dışında tabii ki yaşlarının getirdiği asi davranışlara da sahiptir.
En uysal, evde kendi kendini eğleyebilen çocuklarda bile ailesini yoracak şekilde inatçılıklar, ağlama ve sinir krizleri görülebilir. Bu gibi durumların özellikle 1,5 ile 3 yaş arasında oluşması aslında çok normaldir. Huysuzluk krizleri genellikle 4 yaşa doğru çocuğun kendini daha rahat ifade edebilmesiyle ve uyum davranışlarının artmasıyla azalır. Ebeveynlerin, benim çocuğum çok sakindi ama bir anda huysuzlaştı, hiç böyle değildi artık yaramaz bir çocuk oldu, gibi yakınmalarına denk gelmişsinizdir. Çocuğunuza hemen yaramaz etiketini yapıştırmamalısınız, çünkü onlar hala gelişme dönemlerindeler ve yaşlarının gereklerini yapıyorlar. Gereksiz ve doğru olmayan betimlemeleri sürekli kullanmak, o betimlemelerin çocuğunuzun kişiliğine işleyebilir ve düzelebilecek durumları kalıcı hale getirebilir.
Çocuklarda Huysuzluk Krizlerinin Nedenleri Nelerdir?
Çocukların da biz yetişkinler gibi mizaçları, duyguları, sinirlendikleri anları, arzuları ve gururları olduğunu unutmayın. Çocuğunuz genellikle kendini güvende hissetmediği, onurunun kırıldığını düşündüğü, krizin öncesinden etkilendiği olayların olduğu, istediklerinin yapılmadığı, bazı kişileri kıskandığı, çok yorulduğu, ilgi çekmek istediği, paniğe ve hayal kırıklığına kapıldığı zamanlarda ağlama/huysuzluk krizi geçirebilir.
Dikkat ederseniz eğer, çocukların özellikle anne- baba gibi bir ya da birkaç kişiye karşı duygu patlamalarının olduğunu görürsünüz. Aslında biz yetişkinler de etrafımızda nazımızın geçtiği dostlarımıza, sevgililerimize karşı duygu patlamaları ya da ağlama krizleri gösterebiliyoruz. Aynı davranışı çocuklar da güvendiği kişilere karşı sergiliyor, yani güvenli limanlarına… Bu nedenle kriz anlarının genellikle çocukların sık zaman geçirdiği, güvendiği kişilerle birlikteyken yaşandığını fark edersiniz.
Burada önemli olan nokta çocuğunuz ne kadar bağırıp çağırıyorsa sizin de o kadar sakin olmaya ve onu sakinleşmeye ve kendini ifade etmeye yönlendirmeye çalışmanızdır. Bu durumun çocuğunuzun kendini ifade etme şekli olduğunu aklınızdan çıkartmamanız, onu anlamaya çalışmanız gerekir.
Özellikle misafirliğe gittiğiniz evlerde ya da alışveriş merkezlerindeki gibi insanlarla iç içe olduğunuz yerlerde başkalarından çekindiğiniz ya da çocuğunuzun davranışından rahatsız olduğunuz için çocuğunuza kızmamaya veya tam tersi ağladı diye her istediğini yapalım gibi tutumlardan kaçınmaya çalışın. Çocuğunuza o anda kızmanız veya her istediğini yapmanız size kriz anını çözdüğünüzü düşündürse de, çocuğunuzun asıl ağlama sebebini öğrenmenizi engelleyebilir ve evladınızın öfkesini arttırabilir. Bunun yanında çocuk, her ağladığı yapıldığında, ağlamayı bir isteme davranışı haline getirerek normalleştirir ve bunu sürekli yapmaya başlayabilir.
Kriz Anlarının Ortaya Çıkmasını Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
– Öncelikle çocuğunuzun temel ihtiyaçlarının karşılandığından emin olun. (Susuzluk, açlık, uykusuzluk, hastalık, sevilme, güven, sakin bir ortama ihtiyaç duyma…)
– Çocuklarınıza sorumluluk vermek gelişimlerine katkı sağlayacaktır ama onların gelişim dönemlerinin çok üzerinde beklentilerinizin olması ve sorumluluk kazandırma niyetiyle olsa da hataları üzerinden sürekli eleştirilmek onları baskı altına alacak ve sinir krizlerine yol açacaktır. Yapılacak sorumluluklarda örnek olmayı ve yaşa uygun doğru düzeyde beklenti sahibi olmayı öğrenmelisiniz.
– Ağlama krizlerini bazı çocuklar, ağladıklarında isteklerinin her zaman yerine getirildiğini fark ettikleri için, suistimal edebilirler. Çocuklarınız ne kadar ağlarlarsa ağlasınlar, size karşı sakin ve nazik olmadıktan sonra isteklerini yerine getirmemeyi tercih edebilirsiniz. Ancak bu süre zarfında çocuğu yalnız başına bırakmamak ve güvende olduğunu söylemek önemlidir. Duygularını çocuğa anlatmak, adeta aynalamak ve duygularını kabul ettikten sonra davranışlarının yanlış olduğu kısaca birkaç cümleyle aktarılmalıdır. On-on beş dakika kadar sizin gözetiminizde kendilerine ve çevrelerine zarar vermeyecek şekilde ağlamalarına ve öfkelerini boşaltmalarına müsaade edebilirsiniz. Öfkelerini atmaları için sıkabilecekleri oyuncaklar, yastıklar, hamurlar kullanılabilir. Öfkeleri biraz yönlendirme ile, bir balonun içine üfledikleri nefeslerine, çizebilecekleri bir resime veya parçalayabilecekleri renkli kağıtlara dönüştürülebilir. Özellikle okul öncesi dönemde öfkelerini somutlaştırarak, fiziksel olarak yok ettiklerini görmek çocukları daha çabuk ve daha çok sakinleştirmeye yardımcı olur.
– Nöbetlerin ne sıklıkla ve özellikle nerelerde meydana geldiğini gözlemlemenizin de olayları kontrol altına alabilmenize katkı sağlayacaktır.
– Çocuklarınız, sizin kararlı ve nazik uyarılarınıza, sakinleşerek ve sizinle nazik bir şekilde konuşarak tepki vermeye başladığında onların davranışlarını takdir edin ve onlara bolca sevgi gösterin. Onlara bu konuda güvendiğinizi dile getirin. Olumsuz davranışları hakkında sürekli konuşmaktansa olumlu davranışlarını sevginiz ve ilginizle pekiştirmeniz ve çoğaltmanız uzun dönemde daha kalıcı olacaktır.
Eminim sizler de kriz anlarında çocuklarınız kadar, belki de onlardan daha fazla geriliyorsunuzdur. Ancak bu durumlarda kendinizi de sakin tutmaya çalışmanız ve çocuğun ne istediğini, bu davranışları neden göstermeye başladığını, çocuğun asıl niyetini düşünmeniz ve çözüm üretmeniz olayın kısa sürede sonlanmasına katkı sağlayacaktır.
Kriz nöbetleri geçtikten sonra çocuğa uzun uzun öğütler vermek, yaptıklarının kötü olduğunu vurgulamak çocukların gelişimine bir katkı sağlamaz. Bunlar yerine çocuğunuzun sevginizi ve onun kişiliğine karşı olan saygınızı hissettirecek faaliyetler yapmak iki tarafı da rahatlatacaktır. Birlikte oynanan bir oyun ve atılan kahkahalar ve sarılmayla biten bir gün kolaylıkla bu zor durumları sizlere unutturacaktır.
Sevgiler…
Yazar: Çocuk Gelişimci, Aile Danışmanı Tülin Göktürk
Bilgi&Randevu: ailedanismani.tulin@gmail.com , Tel: 05331618200
Ayrıca ‘İnatçı Çocukla İletişim’ başlıklı yazımızı okumak için buraya tıklayın.
‘İki Yaş Sendromu Diye Bir Şey Yok’ başlıklı yazımız içinse buraya tıklayın.
Geri bildirim: Akran Zorbalığı - Zorbakran! - ÇOCUK EVRENİ
Geri bildirim: Kardeş Kıskançlığı İle Nasıl Başa Çıkılır? - ÇOCUK EVRENİ